Fen Lisesi/9. Sınıf/Fen Lisesi Kimya/Kimya Bilimi/Simyadan Kimyaya
Eğitim seviyesi Bu öğrenim kaynağı ortaöğrenim (lise) seviyesindedir. |
Simya, kimyanın bilim dalı olmadan önceki adıdır.
Kimyanın Bilim Olma Süreci
editKimyanın bilim olması süreçleri şu şekildedir:
- Simya öncesi dönem
- Simya dönemi
- Geleneksel dönem
- Modern kimya dönemi
Simya öncesi dönem
editKimyanın bilinen tarihi gelişimi Antik Mısır Döneminde başlamıştır. Mısırlıların MÖ 2000'lı yıllarda çeşitli kimyasal yöntemlerle kozmetik tozlar ürettiği bilinmektedir. Babilliler MÖ 1700'lerde altın, gümüş, demir, bakır, cıva gibi metalleri gözlemlemiş, resimler ve figürlerle göstermişlerdir.
Simya dönemi
editSimyacıların Aristo'nun fikirlerinden en çok etkilendiği dönemdir. MÖ 300'lerde ilk kez simyacılar değersiz metallerden altın elde etmek için Filozof taşı (felsefe taşı) üretmeye çalışmışlardır.
13. yy'da simya, tüm Avrupa kıtasında yayılmıştır. Dönemin önemli bilim insanlarından Raymundus Lullus (Raymond Lul), dönemin İngiltere Kralı tarafından İngiltere'ye değersiz metallerden altın üretmesi için davet edilmiştir. Simya döneminde simyacıların araştırmalarıyla çok sayıda laboratuvar tekniği geliştirilmiş, elementler ve bileşikler keşfedilmiştir.
Geleneksel dönem
edit17. yy'dan 19. yy'a kadarki dönemdir. Johann Joachim Becher (Yohen Yoahim Bekır) 17.yy ortalarında yanma ile ilgili filojiston kuramını geliştirmiştir, daha sonra bu kuram Georg Ernst Stahl (Görg Ernst Ştal) tarafından yaygınlaştırılmıştır. 18. yy'da bu kuram devamlı olarak kabul görmüştür.
Modern kimya dönemi
edit18. yy'da Antoine Laurent de Lavoisier (Antuan Loren dö Lavuaziye) filojiston kuramını çürütmüş, yaptığı deneylerle yanma olayının oksijen gazıyla gerçekleştiğini ispatlamıştır. 1803 yılında John Dalton (Con Daltın) ilk kez İngiliz Kraliyet Enstitüsü'nde atom teorisini sunmuştur. 19. yy'da Antoine Laurent de Lavoisier'in Kütlenin Korunumu Yasası'nı bulması simya döneminin sonu, modern kimya döneminin başlangıcı olmuştur.
Simya ile Kimya Bilimi Arasındaki Farklar
editİnsanlar dahil tüm canlılar barınmaya, beslenmeye ve güvenliğe temel olarak ihtiyaç duymaktadır. İnsanlar bu ihtiyaçları karşılayabilmek için sınama-yanılma yoluyla bir çok maddenin yapısını, temelini, yöntemleri, araç-gereçleri ve nasıl kullanıldığını keşfetmiştir. İlk çağlarda başlayan bu keşifler günümüzde de hâlen sürmektedir.
İnsanlar tarih boyunca ihtiyaçlarını karşılamak için doğada var olan olayları gözlemlemiş ve maddeleri kullanmıştır. Örneğin, yıldırım düşmesi ve volkan patlamaları sonucu başlayan yangınlarla insanlar ateşi keşfetmiştir. İnsanlar bu ateşi yiyecekleri pişirmek için kullanmışlardır. Topraktan da saklama kapları yapılmış; günümüzde bu saklama kapları (çanak, çömlek, kazan, testi, anfora vs.) hâlen kullanılmaktadır.
İnsalar ateş yardımıyla bakır, demir, kalay gibi metaller eritilip çeşitli araç-gereç ve silahlar üretmiş, bu metalleri eriterek ve karıştırarak daha fazla özelliği bulunan alaşımlar oluşturmuştur. Taşlardan, ağaçlardan, metallerden çeşitli av araç-gereçleri üretmiştir.
İnsanlar hastalıklardan korunmak için şap taşı, göz taşı, kıbrıs taşı gibi maddeleri kullanmış, tedavi amacıyla da ısırgan otu, maydanoz, ıhlamur, papatya, rezene, safran gibi bitkilerden yararlanmış ve çeşitli sınama-yanılma yöntemlerini kullanmışlardır. Sonrasında ölüme karşı da çare aramışlardır fakat düşündükleri ölümsüzlük iksirini henüz bulamamışlardır.
İnsanların hastalıklara karşı kullandıkları malzemelerin bazıları bileşikleriyle şunlardır:
- Şap taşı: (potasyum alüminyum sülfat dodekahidrat)
- Göz taşı: (bakır sülfat pentahidrat)
- Kıbrıs taşı: (demir sülfat)
Bu Sayfada Çalışma Devam Etmektedir | |
Katkı sağlamak isteyenler için. Lütfen yakın zamanda katkı yapılmışsa katkı sağlamadan önce Tartışma sayfasında iş bölümü yapınız. |